1980-1990 arasındaki Türk-Amerikan münasebetlerinin önemli bir
tartışma konusu da, 29 Mart 1980 de imzalanan Savunma ve Ekonomik İşbirliği
Anlaşması (SEİA) olmuştur. Beş yıl için imzalanan, 9 maddelik bir esas anlaşma
ile, 3 tane "Tamamlayıcı Anlaşma"dan meydana gelen bu anlaşmaya "EK" olarak da
7 tane "Tesis Anlaşması" bulunuyordu. Bu tesisler Sinop, Pirinçlik
(Diyarbakır), İncirlik (Adana), Şahintepe (Gemlik), Elmadağ (Ankara), Karataş
(Adana), Mahmurdağ (Samsun), Alemdağ (İstanbul), Kürecik (Malatya), Belbaşı
(Ankara) ve Kargaburun (Tekirdağ) tesisleriydi.
Lakin bu anlaşmanın uygulanması, geçen beş yıl içinde Türkiyeyi
tatmin etmedi. Bir defa, Amerikan yardımlarındaki 7/10 oranı Türkiye'yi
rahatsız ediyordu. İkincisi, bu anlaşma bir "savunma" anlaşması iken, Amerikan
Kongresi'nin bu anlaşmanın uygulanmasına Kıbrıs sorunu, Ermeni sorunu ve insan
hakları gibi savunma ile hiç ilgisi olmayan konuları da karıştırması, tam bir
çelişkiydi. Bu sebeple, Türkiye'ye göre, Amerika, yapacağı yardımları bu "konu
dışı" faktörlere bağlama ve yardımlar için her yıl karar verme yerine, belirli
bir sürede yapacağı toplam yardımları, tek bir rakamla ve tek bir anlaşma ile
taahhüt etmeliydi.
Amerika ile 1985'ten başlayıp 1987 Martına kadar yapılan
müzakerelerde, Türkiye'nin elde ettiği sonuç, sadece havanda su döğmek oldu.
Çünkü, sorunu çözmüş gibi görünen ve Amerika Dışişleri Bakanı George Schultz
ile Türk Dışişleri Bakanı Vahit Halefoğlu arasında 16 Mart 1987 de teati edilen
mektuplar, Amerika'nın havada kalan bir takım vaadlerini ihtiva ediyor, fakat
Türkiye lehine elle tutulur hiç bir şey getirmiyordu. Türkiye, Amerika'ya boyun
eğmişti.
Türkiye SEİA konusundaki şikayetlerinde hiç bir çözüm elde
edemez iken, Amerika, 8 Temmuz 1990 da Yunanistan'la imzaladığı "Savunma
İşbirliği Anlaşması" ile Türkiye'ye bir oyun oynamaktan da geri kalmadı. Zira,
bu anlaşma ile Amerika, "Türkiye'nin Yunanistan'a saldırması halinde,
Yunanistan'ın bağımsızlık ve toprak bütünlüğünü Türkiye'ye karşı korumayı
taahhüt ediyordu". Bu anlaşma Türk kamu oyunda son derece büyük tepki ile
karşılandı. Başkan Bush, Başbakan Turgut Özal'a mektup gönderip bir takım
güvenceler verdiyse de, Türk kamu oyunun Amerika hakkındaki olumsuz izlenim ve
kanaatini silemedi. Bundan dolayıdır ki, Başbakan Özal, Körfez Savaşında
Türkiye'yi de Amerika'nın yanında Irak'a karşı savaşa sokmak istediğinde, kamu
oyunun sert tepkileri ile karşılaştı ve gerilemek zorunda kaldı.
KAYNAK: 20.Yüzyıl Siyasi Tarihi (1914-1995) - Fahir
Armaoğlu
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder