Avrupa Birliği (AB), demokratik Avrupa ülkelerinden oluşan,
vatandaşlarının hayatını iyileştirmek ve daha iyi bir dünya yaratmak için
çalışan bir ailedir.
Üye Ülkeler arasındaki görüş ayrılıkları ve ara sıra meydana
gelen krizler haberlere yansısa da, aslında kameralardan uzakta, AB dikkate
değer bir başarı hikayesidir.
AB, sadece yarım yüzyıllık ömründe Avrupa’da
barışı ve refahı sağladı, tek Avrupa para birimini (Avro) oluşturdu, sermayenin,
hizmetlerin ve malların serbest hareket ettiği sınırsız ‘tek pazarı’ meydana
getirdi.
Aynı zamanda AB, hem büyük bir ticari güç hem de çevre koruma ve
kalkınma yardımları gibi alanlarda bir dünya lideri haline geldi. Bu yüzden
Avrupa Birliği’nin altıdan yirmi sekiz ülkeye kadar genişlemiş olması ve daha
birçok ülkenin üyelik için sırada olması şaşılmaması gereken bir
şeydir.
Avrupa Birliği başarılarını olağandışı bir şekilde çalışmasına
borçludur. Avrupa Birliği olağandışıdır çünkü, ne Birleşik Devletler gibi bir
federasyon ne de Birleşmiş Milletler'e benzer hükümetler arasında bir iş birliği
organizasyonudur. Avrupa Birliği aslında benzersizdir. AB’yi oluşturan Üye
Ülkeler bağımsız, egemen milletler olarak kalırlar fakat egemenliklerini,
dünyada tek tek sahip olamayacakları gücü ve etkiyi kazanmak için bir araya
getirirler.
Egemenlikleri bir araya getirmek, pratikte, ortak fayda içeren
konulardaki kararların Avrupa düzeyinde demokratik olarak alınması için, karar
alma yetkilerinin bir kısmını beraber oluşturdukları ortak kurumlara aktarmaları
anlamına gelir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder