Hükümdar ve Saray
Devlet hanedanın ortak malı
olarak kabul edilirdi.
Bu durum hükümdarın ölümünden
sonra taht kavgalarına sebep olur, devleti zayıflatırdı.
Bazı Türk-İslam Devletleri'nde
hükümdar, Sultan sanını kullandı.
İlk Türk-İslam Devletleri'nde
hükümdar tahta çıkınca Abbasi halifelerinin tasdiğini
istedi.
Merkez Teşkilatı
Hükümet, Divan-ı Saltanat
denilenBüyük Divan'dan meydana gelirdi.
Divanın başkanı
hükümdardı.
Selçuklular bu kurumu
Abbasilerden almışlardır.
Büyük Divan'a bağlı olan dört
divan şunlardı:
İstifa Divanı; Mali işlerle
ilgilenen divandır. Başkanlığını müstevfi yapardı.
Tuğra Divanı; Devletin
yazışmalarının yapıldığı divandır.
İsraf Divanı; Mal işlerin
yolunda gidip gitmediğini kontrol eden divandır. Başkanına müsrif
denirdi.
Divan-ı Arz; Ordu ve asker
maaşları ile ilgilenen divandır.
Taşra Teşkilatı
Başkent dışındaki idari
birimlere vilayet denirdi.
Vilayetlerin başında şehzadeler
veya vali statüsünde naipler bulunurdu.
Anadolu Selçuklularında üç tip
vilayet bulunurdu.
Meliklerin yönettiği
vilayetler; bunlar hanedan tarafından gönderilen meliklerin doğrudan hükümdara
bağlı olduğu vilayetlerdi.
Divan Dairesi vilayetleri;
yönetimi divana ait olan vilayetlerdi.
Bizans sınırında bulunan
vilayetler;
Başında uç beyi denilen sınır
koruyucu beylerin bulunduğu vilayetlerdi.
Hukuk
İslamiyet'in kabulü ile hukuk
kuralları değişikliğe uğradı, Türk töresi ile İslami kurallar bir sentez haline
getirildi.
Adli teşkilat; Şeri Yargı ve
Örfi Yargı olmak üzere ikiye ayrılırdı.
Şer'i Yargı; kadıların
başkanlığındaki mahkemeler tarafından yürütülürdü.
Örfi Yargı; vergilere, askeriye
ile, ikta sahipleri ve ticarete ilişkin kanunlarla
ilgilenirdi.
Hükümdarların halkın
şikayetlerini dinlemek amacıyla düzenlediği Mezali Divanları da
görülürdü.
Askeri davalara kadı askerler
denilen kadılar bakardı.
Ordu
İlk Türk-İslam Devletleri'nde
ordu Türkmenlerden oluşurdu.
Karahanlılarda ordu Hassa
ordusu, Eyalet askerleri ve Türkmen kuvvetleri olmak üzere üç bölüme
ayrılmıştı.
Selçuklularda, Karahanlılar'dan
farklı olarak ikta askerleri, bağlı devletlerin askerleri ve gönüllü askerler
vardı.
Hassa Ordusunda, askerlik için
ayrılan çocuklar belirli merkezlerde yetiştirilir, sultanlar Hassa Birliklerini
burada yetişen askerler arasından seçerlerdi.
Eyalet askerleri; Şehzadelerin
ve valilerin yönetimindeki askerlerdi.
Türkmen birlikleri; Göçebe
Türkmen boylarının savaş anında orduya katılmaları ile oluşan
birliklerdi.
Toprak Yönetimi
Devlete ait ve miri arazi
olarak adlandırılan topraklar dört bölüme ayrılmıştı.
Has arazi ; Geliri hükümdara
ait olan arazilerdi.
İkta arazi; Gelirlerine göre
önemli devlet görevlilerine dağıtılan arazilerdi.
Mülk arazi; Başarılı devlet
adamlarına verilen arazi idi. Bu topraklara sahip olanlar toprak hakkında her
türlü tasarrufa sahipti.
Vakıf arazi; İlmi ve sosyal
kuruluşların masraflarını karşılamak amacıyla bu kuruluşlara tahsis edilen
arazilerdi.
Haraci arazi; Müslüman olmayan
halka ait arazilerdi.
Din
İslamiyet'in kabulünden sonra
İslam dinini yaymak için önemli çalışmalar yapmışlardı.
İslamiyet'te gaza denilen
Müslüman olmayan ülkelere yönelik savaşlar ile önemli fetihler
gerçekleştirmişlerdi.
İslam dini ile İslamiyetten
önceki kültürlerin birleşmesi ile Babalik, Bektaşlik, Ekberilik ve Mevlevilik
gibi çeşitli tarikatlar oluşturulmuştu.
İslamiyeti yaymak amacıyla
eserler yazılmış, Kur'anı'ın yayılması amacıyla çalışmalar
yapılmıştı.
Ekonomik Haya
Tulunoğulları ve Akşidler, doğu
ve batı ticaret yolları arasında oldukları için ticarette oldukça
gelişmişti.
Eyyubiler ve Memlüklüler'de ise
Mısır'la ticaret çok gelişmişti.
Memlüklüler döneminde Trablus,
Şam, İskenderiye, Dimyat, Yafa ve Akka önemli ticaret merkezleri haline
geldi.
Ümit Burnu'nun buluması ile bu
ticaret merkezleri önemini yitirdi.
Gazneliler, Hindistan
topraklarını ele geçirerek ekonomilerini canlandırmıştı.
Büyük Selçuklular'da, Orta Asya
ve Hindistan'dan gelen ticaret yollarının geçmesi ülkeyi zengin bir hale
getirmişti.
Anadolu Selçuklu Devleti,
ticaret yolları üzerinde yaptığı vakıf kuruluşları, han ve kervansaraylarla
ticari alanda gelişmişti.
Sosyal Hayat
Türk-İslam Devletleri'nde
göçebe bir hayat görülmüş, göçebecilikten dolayı hayvancılık
gelişmişti.
Yerleşik hayata geçildikçe
köylerde oturanlar tarımla, şehirlerde yaşayanlar ise ticaret ve el sanatlarıyla
uğraşmışlardı.
Şehirlerde ticaretle uğraşanlar
Ahi teşkilatını oluşturmuşladı.
Anadolu Selçukluları zamanında
Türkler zengin ve mutlu bir hayat sürmüşlerdi.
Bilim
Türk İslam Devletleri'nde
medreseler bilim merkezi idi.
Büyük Selçuklu Devleti
zamanında, dünyanın ilk üniversitesi olarak kabul edilen Nizamiye Medresesi
yapıldı.
Medreselerde Kur'an, hadis,
kelam, fıkıh, Arap dili ve edebiyatı, matematik, mantık geometri ve tarih
okutulurdu.
Önemli bilim adamlarının
başlıcaları; Farabi, Biruni, İbn-i Türk, İbn-i Sina, Gazali, Ömer
Hayyam'dır.
Sanat
Türk-İslam devletlerindeki
sanat eserlerinde mimari ağırlıkta idi.
Türk-İslam Devletleri
tarafından yapılan ve günümüzde hala ayakta duran sanat eserlerinden bazıları
şunlardır:
Tulunoğlu
Camii
Baybars
Camii
Mescid-i
Cuma
Sultan Sencer
Türbesi
Alaaddin
Camii
Burmalı
Minare
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder